Meme büyütme ameliyatları, hastaların doğal meme büyüklük oranlarını artırmak, daha simetrik bir görünüm elde etmek ve estetik açıdan hoş bir meme profili oluşturmak için yapılır. Dünya genelinde kadınlar tarafından oldukça rağbet gören meme büyütme operasyonlarına bu kadar çok ihtiyaç duyulmasının başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Meme (göğüs) büyütme ameliyatı planlama gerektiren bir süreçtir. Ameliyat öncesinde cerrahın muayenesiyle nasıl bir işlem gerçekleşeceği kararlaştırılır. Bu süreçte meme büyüklüğü, dokusu, yapısı hakkında detaylı konuşmalar ve kontroller yapılır. Hastanın beklentisi doğrultusunda ne tür işlemlerin yapılacağına ve farklı özelliklerdeki silikonlardan hasta için en uygun olanına karar verilir. Böylece hastanın vücudu için ideal büyüklükte, şekilde ve dokuda silikon seçimi yapılır. Bu süreçte ise hastanın dikkat etmesi gereken birkaç önemli detay vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Ameliyat sonrası için hastanın giyebileceği rahat kıyafetlerin olması gerekir.
Memeye ne tür bir müdahale gerçekleştirileceğine ve hangi tür implant (silikon-protez) yerleştireceğine doktorunuz sizinle görüştükten ve muayene ettikten sonra karar verir. Bu ameliyat ameliyathane şartlarında genel anestezi altında yapılan planlamaya göre 1-1.5 saat sürer.
Meme protezlerinin yerleştirilmesi, meme protez yerleşimi, hastaların sıkça sorduğu sorular arasındadır. Meme estetiği işlemlerinde kullanılacak protez implantlar doktorun ameliyat planlamasına göre;
Tıp ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte meme protezi (silikon) seçenekleri de oldukça artmış ve çeşitli şekillerde, büyüklüklerde ve özelliklerde meme protezleri üretilmeye başlanmıştır. Bu sebeple plastik cerrah hastanın vücut yapısına ve ölçüsüne göre en iyi protezi seçerek hastayı bilgilendirmektedir.
Uygulanacak proteze hastanın yaşı, boyu, göğüs kafesinin şekli, gövde ölçüleri gibi kriterlere göre karar verilir. Seçimde hastanın tercihi ve hekimin önerisi bir arada değerlendirilerek karar verilir.
Farklı hacimlerde üretilen protezler şekil olarak damla (anatomik) ve yuvarlak olarak ayrılır. Yuvarlak şekilli protezler memenin üst tarafının daha dolgun görünmesini dekolte bölgesinin ortaya çıkmasını sağlar. Damla protezlerin ise üst kısmı daha düzdür ve memenin alt kısmını büyüttüğü için daha doğal bir görünüm yaratır. Kilo bakımından zayıf hastalarda ve kanser sonrası meme onarımlarında daha çok damla protezler tercih edilir.
Bugün kullanılan meme protezlerin atası sayılabilecek olan protezler ilk kez 1963 yılında keşfedildi. Silikon jel içeriğiyle oluşturulan bu protezler, günümüze gelinceye kadar teknolojik ve tıbbi gelişmelere paralel olarak yenilenerek bugünkü konforlu ve sağlıklı silikon jel meme protezleri halini aldı.
Akıllı teknolojiyle üretilen tüm meme silikonlarına üretici firmalar tarafından ömür boyu garanti verilmektedir. Günümüzde kullanılan ve gelişmiş teknolojiyle üretilen meme protezleri, delinme ve sızıntılara karşı son derece güvenlidir. Ancak uzun zaman (10-15 yıl) sonra vücut yapısındaki aşırı değişiklikler sebebiyle memelerin ve silikonların kontrollerinin yapılması doktorlar tarafından önerilmektedir.
Yapılan araştırmalar meme silikon protezlerinin herhangi bir rahatsızlığa neden olmadığını göstermektedir. Ancak her ameliyatın kendince riskleri de bulunmaktadır. Bu riskleri en aza indirmek için iyi ve temiz bir sağlık kuruluşunda bu cerrahi işlemin yapılması önemlidir. Ancak uzman doktor ve ekibinin seçimiyle birlikte en iyi silikon protezin meme (göğüs) büyütme işlemlerinde kullanılması en önemli konudur.
Ameliyat sonrasında hastaların hekimin önerilerine harfiyen uyması çok önemlidir. Hastanın istediği ve cerrahın uygun gördüğü şekil ve büyüklük estetik olarak sağlanmıştır ancak ameliyat sonrası memede hafif bir gerginlik hissi, ağrı ve sızı oluşabilir. Yani hasta ilk birkaç gün ağrı hissedebilir, bu çok doğal bir durumdur ve doktor tarafından reçete edilen ağrı kesicilerle hasta rahatlatılır.
Protezin konulduğu kesi üzerinde özel su geçirmez bir bant uygulanır. Protezle aynı yere yerleştirilen drenler (vakumlu bir sistem) ameliyattan bir gün sonra çıkarılır. Hasta, ameliyat sonrası herhangi bir sorun olmaz ise bir gün sonra evine gidebilir. Üç-dört gün sonra efor gerektirmeyen bir işte çalışıyor ise (ofiste) işine ya da okuluna gidebilir. İki – üç hafta sonra efor gerektirmeyen (tempolu yürüyüş, hafif tempoda koşma) sporlara başlayabilir, eforlu sporlara ise 2 ay sonra başlayabilir. İki ay boyunca yüz üstü yatmak ve ağır aktivitelerden uzak durulmalıdır. Tüm pansuman ve kontroller tamamlandıktan sonra meme büyütme estetiğinin nihai sonucu ameliyat türü ve durumuna göre 6-8 ay sonra ortaya çıkmaktadır.
Meme büyütme estetik işlemi genel anestezi altında yapıldığı için anesteziye ait risklerin yanında ameliyatla ilgili riskler de vardır. Hastalarda karşılaşılan en büyük sorun kanamadır. Eğer kanama çok fazla olursa oluşan hematom için yeniden ameliyat gerekir. Az olmakla birlikte enfeksiyon riski de bulunur. Ancak doğru bir cerrahi süreçte bu riskler çok aza indirgenir.
Meme büyütme operasyonlarından sonra kadınlara takılan protezler, normal koşullarda gebelik sürecini ve doğumdan sonraki emzirme dönemini etkilemez. Bu ameliyatlar sırasında süt kanallarında ya da süt bezlerinde olumsuz bir durum oluşmamaktadır.
Ameliyat sonrası doktor önerisiyle hastalardan silikonların cinsine, şekline ve yerleştirilme planına göre memelerine masaj yapmaları önerilmektedir.
Meme büyütme ve şekillendirme ameliyatlarında yağ dolguları destekleyici bir yöntem olarak tercih edilir. Bu yöntemin uygulanabilmesi için kişinin vücudunda yeteri kadar yağ dokusunun bulunması gerekir. Meme büyütme için başvuran hastalar, çoğunlukla zayıf olduğu için bu yöntemin uygulanması sınırlıdır.
Yağ dolgularıyla meme büyütme tek başına meme büyütme kalıcı sonuçlar vermediği gibi işlemin tekrarı gerektiği için tercih edilmez. Çoğunlukla meme protezleri ile gerçekleşen büyütme işlemlerinde daha doğal bir görünümün elde edilmesi için dolgulardan yararlanılır.
Ancak memelerinin ameliyatla kesilmesini ve silikon yerleştirilmesini istemeyen bazı kadınlarda ya da otoimmün hastalığı olan hastalarda kendi yağlarının kullanılarak memeye enjekte ederek meme büyütme yöntemini tercih etmekteyiz.
Yağ enjeksiyonu ile meme büyütmenin avantajları;
Meme büyütme ameliyatı, meme dokusu yetersiz ve küçük olan, memelerinde sarkma yaşayan, iki meme arasında şekil ve boyut farklılığı olan hastalarda rahatlıkla uygulanabilir. Yaş, doğum, emzirme, kilo verme ve genetik faktörlerden dolayı meme deformasyonu yaşayan hastalar da meme büyütme ameliyatı ile istedikleri vücut görüntüsüne kavuşabilir.
Meme büyütme ameliyatı öncesinde mutlaka meme ultrasonu ya da mamografi çektirilmesi gerekir. Bu görüntüleme sonuçları, ameliyat sonrası süreçlerin takibi açısından da önemlidir.
Bu ameliyatta çoğunlukla silikon meme protezlerinden yararlanılır. Gelişen teknolojiyle oldukça güvenilir şekilde üretilen yeni nesil meme protezlerinde patlama, sızıntı ve alerjik reaksiyon gibi riskler son derece azdır. Detaylı bir muayenenin ardından ameliyat planlanırken, silikonun yerleştirileceği alan (kas altı ya da kas üstü) kararlaştırılır.
Muayene sırasında belirlenen hacim ve şekle sahip meme silikonu, yaklaşık 1-1.5 saat süren bir ameliyatla yerleştirilir. Ameliyat kesileri, memenin altından, meme başından ya da koltuk altından açıldığı için, ameliyat izleri sonrasında fazla belli olmaz. Hastalar ertesi gün taburcu edilebilir.
Genel anestezi kullanılan bu ameliyat sonrası hafif gerginlik hissi ve bir miktar ağrı olması normaldir. Hekimin tavsiyesine uygun olarak kullanılan ağrı kesici ilaçlar ve diğer yöntemlerle bu ağrılar minimal düzeye indirilebilir. Hastaların yaklaşık 2 ay boyunca yüz üstü yatmamaları ve ağır aktivitelerden uzak durmaları gerekir.
Hastalarımızdan “Göğüs büyütme ameliyatı riskli mi?” sorusuyla da sık karşılaşıyoruz. Göğüs kavramı, vücudun omuz ve boyunlar ile karın arasında kalan bölgeyi ifade etmek için kullanılır. Bu bölgede göğüs kafesi, akciğer ve kalp bulunur. Biz plastik cerrahların ilgilendiği kısım ise “meme” olarak adlandırılan, meme dokusu, yağ dokusu ve süt bezleri ile meme ucunun yer aldığı organlardır.
Günümüzün tıbbi teknolojisiyle son derece sorunsuz gerçekleşen bu ameliyat, hastalarımızın yüksek düzeyde memnuniyetiyle sonuçlanmaktadır. Silikon yaptıran hastaların yorumları büyük oranda olumludur.
Meme protezleri gebeliğe ve süt vermeye engel değildir. Ancak ameliyat sonrası ilk 6 aylık süreçte dokuların iyileşmesi devam ettiği için bu dönemde hamilelik önerilmez. Hamilelik ve emzirme süreçlerinin memelerde yaratacağı deformasyon göz önüne alınarak, memeye yönelik estetik işlemlerin ileriki bir tarihte planlanması tavsiye edilir.
Protezler, mamografi çekilmesine engel değildir. Bu tetkik hem ameliyattan önce hem de kontrol amacıyla ameliyattan 1 yıl sonra yapılır. Protezler, mamografide boşluk olarak görünecektir. Büyütme ameliyatında kullanılan yağ dolguları nedeniyle oluşabilecek kireçlenmeler, mamografi sonuçlarını etkileyebilir. Hastaların bu konuda mamografi çeken hekimi bilgilendirmesi, rutin meme kontrollerini de aksatmaması gerekir.
Hastalar ameliyatın ardından genellikle bir gece hastanede kalır. Meme protezlerinin kas arkasına yerleştirildiği durumlarda, kol hareketlerinde birkaç gün boyunca kısıtlılık olabilir. Hastalar, birkaç hafta boyunca özel sutyenler kullanmalıdır. Ameliyatta eriyen dikişler kullanılır ve dikiş almak gerekmez. Ameliyat sonrası ilk dönemde şişlik, hissizlik, morluk gibi şikayetler olabilir ancak bunlar kısa sürede kendiliğinden kaybolur. Hastalar 3-4 gün içinde işlerine dönebilir. Ameliyattan 2 -3 hafta sonra aşırı efor gerektirmeyen sporları yapabilirler. İki aydan sonra ağır efor gerektiren sporlara başlayabilirler.
Deneyimli plastik cerrahlar tarafından gerçekleştirilen meme büyütme ameliyatları, hastalar açısından oldukça konforlu ve iyileşme sürecinin kolay olduğu ameliyatlardır. Meme büyütme ameliyatı sonrası oluşabilecek ağrı, şişlik, morluk ve his kaybı dışında hastaların yüzde 3’lük bir kısmında “kapsül kontraktürü” denilen bir durum yaşanabilir.
Nadir görülmekle birlikte kapsül kontraktürü, vücudun meme protezinin etrafında bir zar oluşturması ve buna bağlı sertleşme ve daralmalar olarak tanımlanır. Bu zar ince ise sorun teşkil etmez, orta kalınlıkta bir zar, memelerde sertliğe yol açabilir. Bu durumlar masaj ya da ek ameliyatlarla çözülebilir. Ancak daha ağır bir tablo oluştuğunda protezin memeden çıkarılması ve kapsülün temizlenmesi gerekir.
Kullanılan protezlerin, meme kanseri oluşumuyla ilgisi bulunduğuna dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Tersine, protez sahiplerinin rutin olarak yılda bir kez tekrarlaması gereken mamografiler sayesinde olası bir meme kanseri gelişimi erken dönemde fark edilebilmektedir. Günümüzde kullanılan meme protezleri gelişmiş teknolojiyle ve insan vücuduna uyumlu malzemelerle üretilmektedir, meme kanseri oluşumuna yol açmadıkları gibi, meme kanseri sonrası alınan memenin yeniden onarımlarında da güvenle silikon protezler kullanılmaktadır.